Hakikat Işıkları
Herkes bilmez gökde ne var,
Görür onu göz sahibi,
Parıldıyor güneş kadar;
Hakikatı ummân gibi.
İster gönül elbet huzûr,
Âhir demde etmiş zuhûr,
Âlemlere doğmuş o nûr;
Gökden inen fermân gibi.
Ferdiyeti elhak ayân,
Odur gönüllere sultân,
Var mı bilmem ulu bürhân;
Bu Bediüzzamân gibi.
Lisânından saçılır nûr,
Cinnî okur, insan okur,
Hûr-u Cennet işte bu “Nûr”;
Gönüllerde cânân gibi.
Âhir zamân esrârını,
İhbâr-ı gayb envârını,
Attı âlem ekdârını,
Doğdu şems-i tâbân gibi.