tebdil-i hava için ruhsat verilmediği bir derecede beni, muzaaf bir istibdat altında eziyorlar. Halbuki, bir hükûmet ne şekilde olursa olsun, kanunu bir olur. Köyler ve şahıslara göre ayrı ayrı kanun olmaz. Demek hakkımdaki kanun, kanunsuzluktur. Buradaki memurlar, nüfuz-u hükûmeti, ağraz-ı şahsiyede istimal ediyorlar. Fakat Cenâb-ı Erhamürrâhimine yüz binler şükrediyorum ve tahdis-i nimet suretinde derim ki: Bütün onların bu tazyikat ve istibdatları, envar-ı Kur’aniyeyi ışıklandıran gayret ve himmet ateşine odun parçaları hükmüne geçiyor, iş’âl ediyor, parlatıyor. Ve o tazyikleri gören ve gayretin hararetiyle inbisat eden o envar-ı Kur’aniye, Barla yerine bu vilâyeti, belki ekser memleketi bir medrese hükmüne getirdi. Onlar beni bir köyde mahpus zannediyor. Zındıkların rağmına olarak, bilâkis, Barla kürsî-i ders olup, Isparta gibi çok yerler medrese hükmüne geçti.
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّٖى
***