ismullahın başında bulunan ( يا ) yirmi bin dokuz yüz, bir cihette on dokuz bin küsur olmakla, hem ( ل ) ’nın, hem ( ه ) ’nın, hem ( و ) ’ın adedlerine ve Kur’an’daki on dokuz bin’lerin yekünlarına muvafık gelmesi; ve lâfzullah ( الله ) mecmu-u Kur’an’da iki bin küsur, ve ( ل ) ’ı on dokuz bin ve ( ه ) ’si yine on dokuz bin, mecmuu kırk bin olup, baştaki ( ا ) ’in kırk bin adedine muvafık gelmesi...
Hem ismullahın hurufatından başka olan ( ج ) makam-ı ebcedi üç, Kur’an’da üç bin gelmesi; ( ح ) hecede ( ج ) ’in kardeşi gibi yine üç bin gelmesi; ( د) ebcedde ( ج) ’in kardeşi olup, yine üç bin olarak birbirine muvafık gelmesi...
Hem ebcedî itibariyle yüksek makamda bulunan ve fesahatca bir derece ağır olan ص ض غ خ ذ ث herbiri Kur’an’da ikişer bin gelip, birbirine muvafık gelmesi... Ve ( ص) ’ın güzel ve hafif bir şekli olan ( س) , üç dişine münasebetdar üç bin üç yüz otuz olup, lâtif sırları ima edecek bir surette gelmesi... Ve (ط ظ) iki kardeş gibi (ظ) ( ط ) ’den daha hafif olduğundan bin iki yüz, ظ onun kızkardeşi gibi nısf olarak altı yüz gelmesi... ( ف) ebcedî hesabıyla seksen olmasına göre, Kur’an’da -iki sıfır zammıyla- muvafık olarak sekiz bin gelmesi... ( ع) ( ك ) her biri dokuz bin gelerek, manidar birbirine muvafık gelmesi..
Kur’an (قُرْاَنْ) kelimesinde en birinci harf olan (ق ) altı bin olarak, Kur’an’ın mecmu-u âyatının altı bin adedine muvafık olarak gelmesi...