bir avuç toprak gitti, gözleriyle meşgul olup kaçtılar. -1- İşte, Bedir’de ve Huneyn’deki harika olan şu hadise, esbab-ı âdi ve kudret-i beşer dahilinde olmadığından, Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰى ferman eder. Yani, “O hadise kudret-i beşer haricindedir. Kuvve-i beşeriye ile değil, belki fevkalâde bir surette, kudret-i ilâhiye ile olmuştur.”
İkinci Misâl: Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki:
Gazve-i Hayber' * de bir Yahudi kadını, bir keçiyi büryan yapıp pişirmiş, gayet müessir bir zehirle zehirlemiş, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma göndermiş. Sahabeler yemeye başladılar. Birden ferman etti: اِرْفَعُوا اَيْدِيَكُمْ اِنَّهَا اَخْبَرَتْنٖى اَنَّهَا مَسْمُومَةٌ
Yani, “Pişirilen keçi bana der ki, ‘Ben zehirliyim” diye haber veriyor. Herkes elini çekti. Fakat o şiddetli zehirin tesirinden, Bişr ibn-i’l-Bera * aldığı bir tek lokmadan vefat etti. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, o Zeyneb ismindeki kadını çağırdı. Ferman etti: “Neden böyle yaptın?” O menhuse dedi: “Eğer peygambersen sana zarar vermeyecek. Eğer padişahsan, insanları senden kurtarmak için yaptım.” -2- Bazı rivayette onu öldürtmemiş, bazı tarikte öldürtmüş. Ehl-i tahkik demiş ki: Kendi öldürtmemiş; fakat Bişr’in veresesine verilmiş, onlar öldürmüşler. -3-
Şu vak’a-i acibedeki vech-i i’cazı gösterecek iki üç noktayı dinle:
Birincisi: Bir rivayette var ki, o keçinin kavli haber verdiği vakit bazı sahabeler de işittiler. -4-
İkincisi: Hem bir rivayette var ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, haber verdikten sonra dedi:“ بِسْمِ اللّهِ deyiniz, ondan sonra yiyiniz.