Hem Dağatır isminde meşhur bir Nasranî âlimi, evsafını görmüş, iman etmiş. Rumlar içinde ilân etmiş; şehid edilmiş. -1-
Hem Nasranî rüesasından Hâris ibn-i Ebî Şemiri’l-Gassanî ve Şam’ın büyük dinî reisleri ve melikleri, yani Sahib-i İlya ve Hirakl ve İbn-i Nâtûr ve Cârud gibi meşhur zatlar, kitablarında evsafını görmüşler ve iman etmişler. -2- Yalnız Hirakl, dünya saltanatı için imanını izhar etmemiş. -3-
Hem bunlar gibi, Selmanü’l-Farisî, o da evvel Nasranî idi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın evsafını gördükten sonra onu arıyordu. -4-
Hem Temim namında mühim bir âlim, hem meşhur Habeş reisi Necaşî, hem Habeş Nasarası, hem Necran papazları, bütün müttefikan haber veriyorlar ki:“Biz evsaf-ı Nebeviyeyi kitablarımızda gördük, onun için imana geldik.” -5-
Üçüncü Hüccet: İşte, bir numune olarak Tevrat, İncil, Zebur’un, Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâma ait ayetlerinin birkaç numunesini göstereceğiz.
Birincisi: Zebur’da şöyle bir ayet var: اَللّٰهُمَّ ابْعَثْ لَنَا مُقٖيمَ السُّنَّةِ بَعْدَ الْفَتْرَةِ “Mukîmü’s-Sünne” ise, ism-i Ahmedî’dir.”
İncil’in ayeti: قَالَ الْمَسٖيحُ اِنّٖى ذَاهِبٌ اِلٰى اَبٖى وَ اَبٖيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفَارَقْلٖيطَا Yani “Ben gidiyorum tâ size Faraklit gelsin!” Yani, Ahmed gelsin. -6-
İncil’in ikinci bir âyeti: اِنّٖى اَطْلُبُ مِنْ رَبّٖى فَارَقْلٖيطًا يَكُونُ مَعَكُمْ اِلَى الْاَبَد Yani,