YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUBUN SEKİZİNCİ KISMININ
ALTINCI REMZİ
بِسْمِ اللّٰهِ الرّحْمٰنِ الرّحِيمِ
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
'in çok esrarından, tevafuk sırrıyla münasebettar bir kaç sırrına dairdir.
O esrar sarihan gösteriyor ki, اِنَّا اَعْطَيْنَا tek başıyla bir mucizedir. Numune için, letafetlerinden iki-üç nüktelerine işaret etmek münasiptir.
Birincisi: Sure-i Kevser’de mevcud hurufatın tekerrürleri l’den 9’a kadar, yani birer, ikişer, üçer, dörder ta dokuza kadar muntazaman bulunmasıyla beraber, yirmi sekiz huruf-u hecaiden mevcud olan on dokuz harfin içinde ikişer kardeş olan ikişer harften en güzelini ve lisana en hafifini almasıdır.
Şöyle ki: ( ز ) ( ر ) 'den ( ر ) var. ( ز ) yok.
( ش , س ) 'dan ( ش ) var, ( س ) yok.
(ض , ص ) 'dan ( ص ) var, ( ض ) yok.
( ظ , ط ) 'dan ( ط ) var, ( ظ ) yok.
( غ , ع ) 'dan ( ع ) var ( غ ) yok.
( ق , ف ) 'dan ( ف ) var, ( ق ) yok.
( م , ن ) 'den ( ن ) var, ( م ) yok gibi, zarif ve muntazam ve manidar bir intihab olduğu gibi, mecmu-u hurufu besmele ile altmış beş olup, ( هو ) ’yi ifade eder. Besmele’siz hurufu, vakt-i nüzulüne işaret ediyor.
İkincisi: Şu Sure-i Kevser’e dair remzde on üç defa on üç rakam ile beyan edilen sırrın hulasası şudur ki: Fatiha-i Şerife’de on üç, ( ال ) ile on üç meşhur suver-i Kur’aniye olan yedi ( الٓمٓ ), altı ( الر ) ’nın mecmu-u adedine tevafukla on üç ( ال ) ile on üç surenin başlarına işaret edip, parmaklarını bastığı gibi