Şu mucize-i Ahmediye aleyhissalâtü vesselâm, pek çok tariklerle, tevatür derecesinde nakledilmiştir. -1-
Evet, حَنِينُ الْجِذْعِ mucizesi çok münteşir ve meşhur ve hakikî mütevatirdir. Sahabelerin bir cemaat-i âlisinden on beş tarik ile gelip -2- , tâbiînin yüzer imamları o mucizeyi, o tariklerle, arkadaki asırlara haber vermişler. Sahabenin o cemaatinden ulema-i sahabe namdarları ve rivayet-i hadisin reislerinden Hazret-i Enes ibn-i Mâlik (hâdim-i Nebevî), Hazret-i Cabir bin Abdullahi’l-Ensarî (hâdim-i Nebevî), Hazret-i Abdullah ibn-i Ömer, Hazret-i Abdullah bin Abbas, Hazret-i Sehl bin Sa’d * , Hazret-i Ebu Saidi’l Hudrî, * Hazret-i Übeyy ibn-i’l-Kâ’b * , Hazret-i Büreyde, Hazret-i Ümmü’l-mü’minîn Ümm-ü Seleme gibi meşahir-i ulema-i sahabe ve rivayet-i hadisin rüesaları gibi, her biri bir tarikin başında, aynı mucizeyi ümmete haber vermişler. Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha, arkalarındaki asırlara o mütevatir mucize-i kübrayı tarikleriyle haber vermişler.
İşte, Hazret-i Cabir tarikinde der ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm hutbe okurken, Mescid-i Şerifte جِذْعُ النَّخْلِ denilen kuru direğe dayanıp okurdu. Minber-i şerif yapıldıktan sonra, minbere geçtiği vakit, direk tahammül edemeyerek, hamile deve gibi ses verip inleyerek ağladı. Hazret-i Enes, tarikinde der ki: Camus gibi ağladı, mescidi lerzeye getirdi. Sehl ibn-i Sa’d, tarikinde der: Hem onun ağlaması üzerine halklarda ağlamak çoğaldı. Hazret-i Übeyy ibn-i’l-Kâ’b, tarikinde diyor: Hem öyle ağladı ki, inşikak etti. Diğer bir tarikte, Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam ferman etti: اِنَّ هٰذَا بَكٰى لِمَا فَقَدَ مِنَ الذِّكْرِ
Yani, “Onun mevkiinde okunan zikir ve hutbedeki zikr-i ilâhînin iftirakındandır ağlaması.” Diğer bir tarikte, ferman etmiş: