İşte, istikbalde anlaşılacak bu ulvî hakikate işareten ve küre-i arzın vazifesindeki hareketine ve seyahatine imaen ve semavî burçlar, güneş itibariyle muattal ve misafirsiz olduklarına ve hakiki işleyen burçlar ise küre-i arzın medar-ı senevîsinde bulunduğuna ve o burçlarda vazife gören ve seyahat eden küre-i arz olduğuna remzen, عَلَى الثَّوْرِ وَالْحُوتِ demiştir.
وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِالصَّوَابِ
Bazı kütüb-ü İslâmiyede sevr ve hûta dair acip ve haric-i akıl hikâyeler, ya İsrailiyattır veya temsilattır veya bazı muhaddislerin tevilatıdır ki, bazı dikkatsizler tarafından hadis zannedilerek Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma isnad edilmiş.
رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسِينَا اَوْ اَخْطَاْنَا
َ
سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
***
İkinci Sual: Âli Aba hakkındadır.
Kardeşim, Âl-i Aba hakkındaki cevapsız kalan sualinizin çok hikmetlerinden yalnız bir tek hikmeti söylenecek. Şöyle ki:
Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, giydiği mübarek abasını, Hazret-i Ali (r.a.) ve Hazret-i Fatıma (r.anha) ve Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in (r.a.) üstlerine örtmesi ve onlara bu suretle, لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ اَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا ayetiyle dua etmesinin (1) esrarı ve hikmetleri var. Sırlarından bahsetmeyeceğiz. Yalnız, vazife-i risalete taallûk eden bir hikmeti şudur ki: