Fakat ümmette, eskiden beri intişar eden bir kısmına, gerçi bazı ehl-i hadis, bir zafiyet isnad etmişler Fakat zâhiri manaları medar-ı itiraz olmasından sırf ehl-i imanı şüphelerden kurtarmak için yazıldığı halde, bir zaman sonra onun harika tevillerinin bir kısmı gözlere göründüğü için, biz onu mahrem tuttuk; tâ yanlış mana verilmesin. Sonra, müteaddid mahkemeler onu tedkik edip teşhirine sebep olmakla beraber, bize iade ettikleri halde, şimdi beni tekrar onunla suçlu yapmak; ne kadar adâletten, haktan, insaftan uzak olduğunu, bizi, kanaat-ı vicdaniye ile mahkûm edenlerin vicdanlarına.. ve onları dahi mahkeme-i kübraya havale ederek, حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ deriz.
Dokuzuncusu: Çok mühimdir, fakat, bizi mahkûm edenlerin Risale-i Nur’u mütalâalarının hatırı için, onları kızdırmamak fikriyle yazmadım.
Onuncusu: Kuvvetli ve ehemmiyetlidir. Fakat, yine onları küstürmemek niyetiyle şimdilik yazmadım.
Tecrid-i mutlakta mevkuf
Said Nursî
***