Ve keza, bütün nimet hazinelerini açmak salahiyetinde olan, nimet-i imana vesile olan Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm dahi öyle bir nimettir ki, nev-i beşer ilelebed o zatı (a.s.m.) medh ü sena etmeye borçludur.
Ve keza, maddi ve manevî bütün nimetlerin envaına fihriste ve kaynak olan İslâmiyet ve Kur’an nimeti de gayr-ı mütenahi hamdleri bil’istihkak istilzam eder.
Sekizinci Nokta: Öyle bir Allah’a hamdolsun ki, kâinat ile tabir edilen şu kitab-ı kebir ve onun tefsiri olan Kur’an-ı Azimüşşanın beyanına göre bütün babları ile fasılları ve bütün sahifeleri ile satırları ve bütün kelimatı ile harfleri o Zat-ı Akdese –sıfat-ı cemaliye ve kemaliyesini izhar ile– hamd ü senahandır. Şöyle ki: O kitab-ı kebirin her bir nakşı, küçük olsun büyük olsun (karınca kaderince) Vahid ve Samed olan nakkaşının evsaf-ı celâliyesini izhar ile hamd ü senalar eder. Ve keza, o kitabın her bir yazısı Rahman ve Rahîm olan kâtibinin evsaf-ı cemalini göstermekle senahan oluyor. Ve keza, o kitabın bütün yazıları, noktaları, nakışları, esma-i hüsnanın tecelliyat ve cilvelerine makes ve mazhar olmak ciheti ile o Zat-ı Akdesi takdis, tahmid, temcid ile senahandır. Ve keza o kitabın her bir nazmı, kasidesi Kadîr, Alîm olan nâzımını takdis ile tahmid eyler...
Dokuzuncu Nokta: (Haşiye) .........................
Said Nursî