mekteplerin mezunları da, Kur’an’a ve Müslümanlığa karşı müstehziyane bir cümlenin sarfına tahammül etmemektedirler. Çünkü, Kur’an, iki sıfatla bu ehliyeti haizdir.
Bunlardan birincisi: Bugün ellerde tedavül eden Kur’an’ın, Hazret-i Muhammed’e (a.s.m.) vahiy olunan kitabın aynı olmasıdır. Halbuki, İncil ile Tevrat hakkında birçok şüpheler ileri sürülmektedir.
İkincisi: Müslümanlar Kur’an’ı Arapçanın en kuvvetli muhafızı ve esasat-ı diniyenin amelî bir mahiyet almasının en kuvvetli menbaı telâkki ederler. Binaenaleyh, Monsieur Renaud eserini tashih edecek olursa, bu tercümesiyle, insanları tenvir hususunda insanlığa büyük bir muavenette bulunur ve bâtıl itikadların hudutlarını târ u mar etmeye hâdim olur.
Doktor MAURICE
***
Zat-ı Kibriya Hakkındaki Ayetlerin Ulviyeti ve
Kur’an’ın Kudsi Nezaheti
Mister John Davenport, “Hazret-i Muhammed (a.s.m.) ve Kur’an-ı Kerim” ünvanlı eserinde Kur’an-ı Kerim’den bahsederken şu sözleri söylüyor:
Kur’an’ın sayısız hususiyetleri içinde bilhassa ikisi fevkalâde mühimdir.
1. Zat-ı kibriyayı ifade eden âyatın ahengindeki ulviyettir. Kur’an-ı Kerim, beşerî zaaflardan herhangi birisini Zat-ı Kibriyaya isnaddan münezzehtir.
2. Kur’an –başından sonuna kadar– gayr-i beliğ, gayr-i ahlâkî, yahut terbiyeye muhalif kirlerden, cümlelerden ve hikâyelerden tamamen münezzehtir.
Halbuki, bütün bu nakîseler, Hristiyanların ellerindeki muharref Kitab-ı Mukaddeste mebzuliyetle vardır.
JOHN DAVENPORT
***