Cem’ sigasıyla اَلَّذِينَ nin zikri, onlara iktida ve tabi olmak imkânının mevcudiyetine ve onların mesleklerinde butlan olmadığına işarettir. Çünkü, ferdi olmayan bir meslekte tevatür vardır; tevatürde butlan yoktur.
Mazi sigasıyla اَنْعَمْتَ ’nin zikri, tekrar nimeti talep etmeye bir vesile olduğuna ve Allah’a raci olan zamiri de bir yardımcı ve bir şefaatçi vazifesini gördüğüne işarettir. Yani: “Ey Rabbim! Madem ki in’am Senin fiilindir ve evvelce de in’amı yapmışsın, istihkakım olmadığı halde in’amı tekrarlamak, Senin şe’nindir.”
عَلَيْهِمْ deki عَلَى enbiyaya yükletilen risalet ve teklif yükünün pek ağır olduğuna; ve sahraları faydalandırmak için yağmur, kar ve fırtınaların şedaidine maruz kalan yüksek dağlar gibi, peygamberlerin de ümmetlerini feyizlendirmek için risalet zahmetlerine maruz kaldıklarına işarettir.
İhtar: Başka bir surede zikredilen
فَاُولٰۤئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَۤاءِ وَالصَّالِحِينَ olan ayet-i kerime, buradaki اَلَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ ayet-i celilesini beyan eder. Zaten Kur’an’ın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder.
Sual: Peygamberlerin meslekleri birbirine uymadığı gibi, ibadetleri de birbirine muhaliftir. Bunun esbabı nedir?
Cevap: İtikad ve amelde, usul ve ahkâm-ı esasiyede peygamberlerin hepsi daimdirler, sabittirler, müttehittirler; ihtilaf ve tefavütleri ancak füruattadır. Zaten zamanların tebeddülüyle füruatın da tebeddül ve tegayyürü tabii bir şeydir. Evet, mevasim-i erbaada tedavi ve telebbüs gibi çok şeyler tebeddüle uğrar. Mesela, kışın giyilen kalın elbise, yazın tebeddüle uğrar.