On Yedinci Sözün İkinci Makamı
Bırak biçare feryadı, belâdan gel tevekkül kıl!
Zira feryad, belâ-ender, hata-ender belâdır bil!
Belâ vereni buldunsa, ata-ender, safa-ender belâdır bil!
Bırak feryadı, şükür kıl manend-i belâbil, dema keyfinden
güler hep gül mül.
Ger bulmazsan, bütün dünya cefa-ender, fenâ-ender hebâdır bil!
Cihan dolu belâ başında varken, ne bağırırsın küçük bir belâdan
gel tevekkül kıl!.
Tevekkül ile belâ yüzünde gül, tâ o da gülsün.
O güldükçe küçülür, eder tebeddül.
Bil ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.
Hudabin isen, o kafidir, bıraksan da bütün eşya lehinde.
Ger hodbin isen, helâkettir, ne yaparsan bütün eşya aleyhinde.
Demek terki gerektir her iki halde bu dünyada.
Terki demek: Huda mülkü, Onun izni, Onun namıyla bakmakta...
Ticaret istiyorsan ger, şu fani ömrünü bakiye tebdilde.
Eğer nefsine talib isen, çürüktür hem temelsiz de.
Eğer âfakı ister isen, fenâ damgası üstünde.
Demek değmez ki alınsa, çürük maldır hep bu çarşıda.
Öyle ise geç.. iyi mallar dizilmiş arkasında...