بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ
• Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak, çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinatta dava-yı halk ve iddia-yı icad edemez. Zira her şey, her şeyle bağlıdır. (Nokta)
• Haşirde bütün zevi’l-ervahın ihyası, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineğin baharda ihya ve in’aşından kudrete daha ağır olamaz. (1) Zira kudret-i ezeliye zatiyedir; tagayyür edemez, acz tahallül edemez, avaik tedahül edemez. Onda meratib olamaz; her şey ona nisbeten birdir. (Nokta)
• Sivrisineğin gözünü halkeden, güneşi dahi o halketmiştir. (Nokta)
• Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir. (Nokta)
• Kâinatın telifinde öyle bir i’caz var ki, bütün esbab-ı tabiiye, farz-ı muhal olarak, muktedir birer fail-i muhtar olsalar, yine kemal-i acz ile o i’caza karşı secde ederek, سُبْحَانَكَ لاَ قُدْرَةَ لَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ diyeceklerdir. (Nokta)