İttihad-ı Muhammedî dediğimiz vakit, umum mü’minlerin mabeyninde bil-kuvve ve bil-fiil sabit olan ittihad muraddır. Yoksa İstanbul ile Volkan idarehanesi murad değildir. Amma bir katre su da sudur. Bu ünvandan tahsis çıkmaz. Tasrif-i hendesîsi şöyledir:
Esas temeli şarktan garba, cenubdan şimale mümted ve merkezi Haremeyn-i şerifeyn, cihet-i vahdeti tevhid-i ilâhî, peyman ve eymanı iman, nizamnamesi sünnet-i Ahmediye, kanunnâmesi evamir ve nevahi-i şer’iye, kulüp ve encümenleri umum medaris ve mesacid ve zevayâ, cemiyetin ilelebed ve muhalled naşir-i efkârı umum kütüb-ü İslâmiye, ve muvakkat nâşir-i efkârı i’lâ-yı kelimetullahı hedef-i maksad eden umum ceraiddir. Müntesîbini umum mü’minlerdir, Kalû Belâ’dan beri müntesiptirler. Reisi de Fahr-i âlemdir.
Şimdi, istediğimiz nokta, mü’minlerin teveccühleri ve teyakkuzlarıdır. Teveccüh-ü umuminin tesiri münker değildir. İttihadın hedef-i maksadı, i’lâ-yı kelimetullah ve mesleği de kendi nefsi ile cihad-ı ekber ve başkalarını da irşaddır. Cemiyetin yüzde doksan dokuz himmeti siyasetin gayrı, ahlâk, vesâire gibi makasıd-ı meşruaya maruftur. Zira buna müteveccih olan cemiyetler pek az ve kıymet ve ehemmiyeti ise pek çoktur. Ancak yüzde biri siyasiyyûnu irşad tarikiyle siyasete taallûk edecektir. Kılınçları berahin-i katıadır. Meşrebleri de muhabbet olduğu gibi, beyne’l-mü’minîn uhuvvet çekirdeğinde mündemiç olan muhabbete şecere-i tuba gibi neşv ü nema vermektir.